5.12.2016

Çok değil mi oğlum? Nasıl uçacaksınız o kadar?

Beklediğimden çok da farklı olmayan bir şekilde, karşılıklı oturmuş bakışıyorduk. O an için beni anlamasını beklerken aslında bu istediğimin ne kadar da zor olduğunun da farkındaydım. Çok değil beş dakika önce Türkiye'den gideceğimizi, Avustralya'da yeni bir hayat kurmak istediğimizi anlatmıştım. İlk şoku atlattı ve o klasik itirazlarla geldi karşımıza. "Çok uzak değil mi? Nasıl gidip geleceksiniz?"

Bu süreci yaşama ihtimali olanlara belirtmekte fayda var, siz uçağa binip gidene kadar etrafınızdaki insanları birkaç grup altında toplayabiliriz. Öncelikle bu işi cidden yapacağınıza inanmayan bir kitle ağırlıkta oluyor. Yani "Abi basıp gitmek lazım buralardan" deyip de gidenlerin oranı düşünülünce haksız da sayılmazlar. Her sosyal ortamda ara ara konuşulan, ülkeden yükselen her felaket haberinden sonra birbirimize bu ve benzeri şeyler söylediğimiz bir gerçek. Bu da normal olarak insanların sizin ciddiyetinizi sorgulamalarına sebep oluyor. Tabi bu gruptakiler işler ciddiye binip son evrelere yaklaşıldıkça "Vallahi en güzelini yapıyorsunuz" diye düşünenlere entegre oluyorlar. Zaten düşününce etrafımızdaki rasyonel insanların da çoğunu bu grup altında toplayabiliyoruz. Size hak veren ama ayrılacağınız için de üzülenler. Ve son grupta da yaptığınızı direkt olarak veya alttan alttan "Rahat batması" olarak nitelendirenler. Burada tartışmak tabi ki mantıksız lakin yine de kişilerin rahat anlayışı, konfor alanı, beklentileri gibi türlü değişkeni içerisinde barındıran bir karara akla gelen ilk itirazlarla tepki vermeyi saçma bulduğumu belirtmem gerek. Evet zaten ben siz söyleyene kadar Avustralya'nın ne kadar uzak olduğunu, orada yalnız başımıza yaşamaya başlayacağımızı, uzunca bir süre sevdiklerimizi görmeyeceğimizi, 20+ saatlik bir uçuşun bizi beklediğini fark etmemiştim. Tabi ki böyle bir şey olamayacağı gibi, doğup büyüdüğümüz yerleri, bunca sene boyunca biriktirdiğimiz arkadaşlıklarımızı, kariyerlerimizi en önemlisi ailelerimizi bırakmak da kolay değil belirtmek lazım. 

Her şeyin başındaki bizler, sadece bir arayış içerisindeyiz. Gitmeden bunu elde edip edemeyeceğimizi bilebilme şansımız maalesef yok. Deniyoruz. Şimdilik bunlar burada dursun. Gidince terazinin diğer tarafındakileri de paylaşma şansı bulabilmeyi umuyorum. zaten o zaman da rahat batmış mı batmamış mı çıkar ortaya.

kayıt ol